Osmanlı İmparatorluğu’nda modern bankacılığın temelleri 19. yüzyılın ortalarında, artan bütçe açıkları ve dış borçlanma ihtiyacının bir sonucu olarak atıldı.
Geleneksel vergi toplama yöntemlerinin ve iç kaynakların yetersiz kalmasıyla birlikte Osmanlı maliyesi, finansal krizlere çözüm arayışına girdi. Bu ihtiyaç, ilk olarak Galata’da yaşayan Latin kökenli Avrupalı sarraflar aracılığıyla sağlanan kredilerle karşılanmaya çalışıldı. Ancak kısa sürede daha kurumsal bir mali yapıya ihtiyaç duyuldu.
İlk banka girişimleri 1836 yılında İngiltere'nin öncülüğünde başlasa da, hükümet onayı alınamadığı için bu projeler hayata geçirilemedi. Modern anlamda ilk banka ise 1847’de kurulan Bank-ı Dersaadet (Banque de Constantinople) oldu. Galata bankerleri Jacques Alléon ve Manolaki Baltazzi’nin öncülüğünde kurulan bu banka, Osmanlı’nın dış ödemelerini düzenleme amacıyla faaliyet gösterdi.
Asıl dönüm noktası ise 1853-1856 Kırım Savaşı sırasında yaşandı. Artan savaş maliyetleri karşısında Osmanlı devleti, tarihinde ilk kez dış borçlanmaya gitti. Bu gelişme, devletin mali yönetimini düzenleyecek güçlü ve imtiyazlı bir banka ihtiyacını beraberinde getirdi. Bu çerçevede 1856 yılında İngiliz sermayesiyle, merkezi Londra’da olmak üzere The Ottoman Bank (Osmanlı Bankası) kuruldu. İstanbul’daki şubesini ise aynı yılın 13 Haziran’ında açtı. Ancak banka, beklenen performansı sergileyemedi. Bunun üzerine Osmanlı Devleti ve Fransız ortakların katılımıyla 1863 yılında yeni bir banka kuruldu: Bank-ı Şahane-i Osmani (Imperial Ottoman Bank). Sultan Abdülaziz’in onayıyla kurulan bu banka, 30 yıl boyunca banknot basma tekeline sahip oldu. Aynı zamanda devletin bütçesini denetleme, gelir-giderleri izleme ve mali durumu yönetme yetkilerini de üstlendi. Böylece Osmanlı İmparatorluğu, uluslararası standartlarda işleyen ilk devlet bankasına kavuşmuş oldu.
Bank-ı Şahane, sadece devletin mali ihtiyaçlarını değil, altyapı yatırımlarının finansmanını da üstlenerek uzun yıllar Osmanlı ekonomisinin temel taşı haline geldi. Ancak I. Dünya Savaşı sürecinde İngiliz ve Fransız kökenli olması nedeniyle tepkilere maruz kaldı. Savaş sonrası banknot basma yetkisi elinden alındı. Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte Osmanlı Bankası ismini alan kurum, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası kurulana dek devletin mali işlemlerini yürütmeye devam etti. Bu süreç, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan finansal dönüşümün önemli bir parçası olarak tarihe geçti.