Erzincan, tarihi kültürel miraslarıyla göz dolduran bir şehir olarak, önemli bir adım atıyor. Erzincan’daki Mamahatun Külliyesi ve Türbesi, UNESCO Dünya Mirası Adayı. Erzincan Belediyesi, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi, Erzincan İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ve Doğa ve Kültür Varlıkları Koruma Derneği işbirliğiyle düzenlenecek olan "Mama Hatun ve Tercan Sempozyumu," bu değerli yapının kültürel mirasına ışık tutacak. Etkinlik, 13 Aralık’ta Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Prof. Dr. Erdoğan Büyükkasap Kültür ve Kongre Merkezi'nde saat 09:30 ve 18:00 'da gerçekleşecek.
Mama Hatun Türbesi ve Kervansarayının Tarihi Önemi
Erzincan’ın Tercan ilçesinde yer alan Mama Hatun Türbesi, 1192 yılında vefat eden Saltuklu Prensesi Mama Hatun için inşa edilmiştir. Türbe, Saltuklu Beyliği'nin 1191 yılında başına geçen II. İzzeddin Saltuk'un kızına adanmıştır. Yapının inşa tarihi, 1202’de sona eren Saltuklu Devleti'nin yıkılma sürecine denk gelir. Türbenin kitabesinde yalnızca mimarının adı yer almaktadır: Ahlatlı Ebu’n-Nema bin Mufaddal.
Türbe, yanında bulunan kervansaray, hamam ve mescit ile adeta bir külliye gibi işlev görmektedir. Bu yapılar, Mama Hatun Türbesi'ni Anadolu’daki diğer türbelerden farklı kılmaktadır.
Mimari Özellikleriyle Göz Dolduruyor
Mama Hatun Türbesi, Anadolu’da benzeri bulunmayan mimari özelliklere sahiptir. Sarıya yakın kesme taşlardan yapılan yapı, iki ana bölümden oluşur: Türbe ve çevresini kuşatan duvarlar. Türbenin iç kısmındaki duvarlar, 2.50 metre kalınlığında ve 13.50 metre çapında olup, 10.50 metre yüksekliğindedir. Bu çevre duvarında yer alan on üç derin niş, buraya başka lahitlerin yerleştirilmesine olanak tanımaktadır.
Türbenin girişindeki portaldeki detaylı süslemeler, geometrik motifler, rozetler ve mukarnas dolgularla zenginleştirilmiştir. Üst yapısında ise konik külah, türbenin silindirik gövdesiyle uyumlu bir şekilde tasarlanmıştır. Türbenin iç yapısında ise, çapraz tonozla örtülü bir mumyalık yer almakta, burada Mama Hatun’un mezarının bulunduğu alan yer almaktadır.
Türbe, sadece mimari değil, aynı zamanda kültürel bir hazine olarak da büyük öneme sahiptir. Erzincan’ın bu eşsiz yapısı, bölgenin tarihine olan katkıları nedeniyle UNESCO Dünya Mirası Adayı olmayı hak etmektedir.