Mahalli seçimlerin ardından sonuçlara ilişkin değerlendirmeler devam ediyor.
İlçelerde, beldelerde yapılan Belediye Başkanlığı seçimlerinde, AKP’nin başarısının düşük olmasının, merak konusu olduğu görülüyor.
Erzincan Merkez Belediye seçimini açık farkla kazanan, il genel meclisinde, keza rakiplerine fark atan AKP nasıl oluyorda aynı başarıyı ilçelerde ve belde belediyelerinde gösteremiyor?. Diyenler var.
Kanaatımızca sebep şu olsa gerektir. Büyük kentlerde bilineceği gibi mahalli seçimlerde, vatandaşlar sempatizanı oldukları siyasi partiye oy veriyor. Adayların seçime kişisel katkısı pek önemli olmuyor. Esasen adayıda tüm yönleriyle tanımıyor.
Oysa 3000-5000 seçmeni olan küçük seçim yörelerindeki Belediye Başkanlığı seçiminde, adayların etkisi var. Çünkü Belediye Başkanı adayı olan kişiyi yöre halkı yakından tanıyor. O kişi, yörede iyi bir intibaya sahipse, o takdirde adayın kişiliği öne geçiyor. Ve seçimde etkili oluyor.
Bu durumun en tipik örneği, Erzincan Refahiye ilçesinde yaşandı. Sayın Binali Yıldırım’ın kendi ilçesinde seçimi MHP’nin adayı kazandı. Demekki aday belirlenmesinde isabetli bir seçim yapılmamış.
Aynı durum, Erzincan’ın diğer ilçeleri içinde söz konusudur. Zira 8 ilçenin 4’ünde, Üzümlü, Çayırlı, Kemaliye, Otlukbeli’nde AKP Belediye Başkanlığını kazanırken, 4 ilçede Belediye Başkanlıklarını MHP adayları kazandı:
İliç İlçemizde : MHP : Muhlis DOĞAN
Kemah İlçemizde : MHP : O. Kemal ASLAN
Tercan İlçemizde : MHP : Mehmet YILMAZ
Refahiye İlçemizde : MHP : Cevdet ÇINAR
Oysa, bu ilçelerde il genel meclisine verilen oylara bakıldığında hemen tümünde, AKP’ye verilen oyların fazla olduğu görülebilecektir. Bu durumda gösteriyorki, az nüfuslu yörelerde, adayın kişisel etkinliği, seçimin kazanılmasında en önemli faktör oluyor.
Mahalli seçimlerde iktidar partisinin avantajı olduğu kabul edilir. Denilirki; Eğer iktidar partisine oy verirsek, yöremizin belediyesine, il genel meclisine daha çok iktidar desteği sağlanır. Ama buna rağmen ilçe belediyelerinde, diğer siyasi partilerin adaylarına oy veriliyorsa, iktidar partisinin gösterdiği adayın, alacağı desteğe karşın, iyi hizmet veremiyeceği, kaynağı isabetli şekilde kullanamayacağı halkı memnun edemiyeceği kuşkusundan olmalıdır.
Diğer yandan, adayın kişisel bilgi ve becerisine güveniliyorsa, yörede sevilip sayılan karaktere sahipse, az imkanla çok iş yapacağına, halka hizmet vereceğine inanılıyorsa, o takdirde iktidar partisinden olma avantajı göz ardı ediliyor demektir.
Demek oluyorki; siyasi partiler, iktidar partiside olsa, küçük yörelerde, Belediye Başkanı adayı belirlerken yöre halkının benimseyeceği bir adayı seçmeye itina göstermesinde yarar vardır. Seçimi kazanmak yada kaybetmek olayında, ifadeye çalıştığımız adayın kişisel ağırlığının payının olduğu, seçim sonuçlarından kolayca görülmesi mümkündür.