Bugün size desek ki herkese bir anahtar vereceğiz.Nasıl bir anahtar istersiniz?Cennetin kapısını açan bir anahtar isterdiniz değimli.Aslında işimiz çok kolan herkese yetecek kadar anahtar var.Cenab’ı hak her hayırın başına o anahtarı koymustur.Bizim hem dünyada hem ahiret’te saadetin kapısını açacak o o anahtardan bahsetmek istedim bu hafta.
Bugün bir insan besmele çekse ne deriz, o insan müslümandır.O söz onun nişanesidir. Allah, insanın her işine karışır. İnsan, eğer Allah’ın yardımını istiyorsa, her hayırlı işine Allah ile başlamak durumundadır. İnsan yaptığı her bir şeyde Allah’a olan borcunu hatırlamak ve O’na teşekkür etmek durumunda dır.Besmele ile işe başlayan insan Allah’a dayanır her işini ona bırakır, O’na güvenir ve teslim olur.Kim besmele ile işe başlarsa o işi bereketli olur,işi kolaylaşır.Allah Resulü (sas) “Besmelesiz başlanan her iş bereketsizdir/kökü kesiktir”buyurmaktadır.
Besmele ile güne başlamak insanı manen rahatlatır,huzura kavuşturur.Besmele ile yenen gıdalar bedene şifa olur.Besmelesiz yenen gıdalar ise insanı hasta eder. Büyük zatlar, her yudumda, her lokmada Besmele çekerler. Yemek yerken Besmele çekmemenin üç zararı vardır:
1- Şeytan kendisiyle birlikte, yer.
2- Yedikleri bedenine zarar verir.
3- Yemekte bereket olmaz.
Yemekte Besmele çekmenin ise, üç faydası vardır:
1- Şeytan yemeğe ortak olmaz.
2- Yemek bedenine şifâ olur.
3- Yemekte bereket olur.
İki tane şeytan yola çıkıp bir beldeye gelirler. Biri diğerine, (Sen şu eve, ben bu eve! Bir ay sonra burada görüşelim) der. Diğeri de tamam diyerek, ayrılırlar. Bir ay sonra buluşurlar. Bir tanesi çok zayıflar, ip gibi olur, diğeri ise aşırı şişmanlar. Şişman olan, zayıf olana, bu ne hâl diye sorunca, o da, (Mahvoldum, ne yeseler, ne iş yapsalar Besmele çekiyorlar, bir yere giremedim, bir şey yapamadım. Açlıktan ölecek hale geldim) der. Şişman güler, (Benim gittiğim evdekilerin gâfilliklerin den dolayı, hiçbir işte Besmele hatırlarına gelmiyor) der.
Bayrak şairimiz Arif Nihat Asya ne güzel söylemiştir:
Besmele, ekmeğimizin bereketiydi;
İki dünyada aziz ümmet, Muhammed ümmetiydi.
Besmele, sadece Muhammed (s.a.s.) ümmetine has bir anahtar değil; önceki ümmetlerin de kullandığı bir şifredir. Besmele’nin Muhammed’den (sa.s.) önceki Nebi ve Rasüller döneminde de kullanıldığını Kur’ân-ı Kerim’den anlıyoruz: Süleyman’ın, Sebe kraliçesi Belkıs’a yazdığı İslâm’a dâvet mektubu bu cümleyle başlamaktadır. “O (mektup) Süleyman’dandır ve o Bismillâhirrahmânirrahîm -Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla- (başlamakta)dır.” (Neml: 27/30) Nuh (a.s.) da tufandaki gemi yolculuğuna bu ifadeyle başlıyor. Gemiyi bu cümleyle hareket ettiriyordu: “(Nuh) dedi ki: ‘Gemiye binin! Bismillâhi mecrâhâ ve mürsâhâ -Onun yüzüp gitmesi de, durması da Allah’ın adıyladır.-” (Hûd: 11/41)
İnsanlık tarihi boyunca besmele Nebi ve Rasuller tarafından bir şifre, bir anahtar olarak kullanılmıştır
Anlatıldığına göre Firavun, tanrılık iddiasında bulunmadan önce bir saray yaptırdı
Her şeyden önce gafletimizden, vesvesemizden, günahlardan arınmak için bütün bilinç gücümüzle Allah'a iltica edelim. Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınıp, "Rahmân ve Rahim Allah'ın adıyla" başlayarak besmele anahtarına yapışalım. Netice olarak besmele, dünyevi kapıları açan, âdetleri ibadete çeviren bir anahtar, Allah ile kul arasındaki irtibatı sağlayan manevi bir bağ ve duadır.
Mevlid-i Şerifin müellifi Süleyman Çelebi, mevlidine “Allah” adıyla başlayarak, İslâm terbiye ve geleneğinin en güzel örneğini bizlere sunmuştur.
Allah adın zikredelim evvela
Vâcip oldur cümle işte her kula
Allah adın her kim ol evvel ana
Her işi âsan eder Allah anâ
Allah adı olsa her işin önü
Hergiz ebter olmaya ânın sonu
Her nefeste Allah adın de müdam
Allah adıyla olur her iş tamam (Süleyman Çelebi,Mevlid)