Türkiye’ nin de içinde bulunduğu 144 ülke tarafından kabul edilip imzalanan bildirgenin amacı dünyada adaletin, barışın, insan haklarına ve temel özgürlüklere gerçekten saygı gösterilmesini sağlayan bir düzenin kurulmasıydı.
30 maddeden oluşan bildirgenin ilk 10 maddesi şöyledir.
Madde 1. Tüm insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdan sahibidirler ve birbirlerine karşı kardeşlik duygusuyla hareket etmelidirler.
Madde 2. Herkes ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal ya da başka herhangi bir görüş, ulusal yada toplumsal köken, zenginlik, doğum yada başka herhangi bir ayrım gözetilmeksizin bu bildirgede ilan edilen tüm haklardan ve özgürlüklerden yararlanabilir.
Madde 3. Herkesin yaşama, özgürlük ve kişisel güvenlik hakkı vardır.
Madde 4. Hiç kimse köle yada tutsak edilemez;: kölelik ve köle ticareti her biçimiyle yasaktır.
Madde 5. Hiç kimseye işkence yapılamaz; zalimce, insanlık dışı, aşağılatıcı ceza yada işlem uygulanamaz.
Madde 6. Herkes bulunduğu her yerde, hukuksal kişiliğinin tanınması hakkına sahiptir.
Madde 7. Yasa önünde herkes eşittir ve ayrım gözetilmeden yasanın korunmasından herkesin eşitçe yararlanma hakkı vardır. Herkesin bu bildirgeye aykırı her türlü ayrımcı işleme ve bu tür bir ayrımcılık için yapılacak her türlü kışkırtmaya karşı eşit bir koruma hakkı vardır.
Madde 8. Herkesin Anayasaya da yasanın kendisine tanıdığı temel haklara aykırı işlemlere karşı, doğrudan doğruya yetkili ulusal yargı organlarına başvurma hakkı vardır.
Madde 9. Hiç kimse keyfi olarak tutuklanamaz, alıkonulamaz ya da sürgün edilemez.
Madde 10. Herkes hakları, yükümlülükleri ya da cezai nitelikteki her türlü suçlamalar konusunda davasının tam bir eşitlikle, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından hakkaniyetle ve açık olarak görülmesi hakkına sahiptir.
Evrensel bildirgenin diğer maddelerinde insan haklarına değinilmektedir. İnsanların birbirlerinin hakkına, hukukuna saygı göstermesini vurgulamaktadır.
Dikkat edilirse bildirgede belirtilen tüm kurallar genel anlamda “Kul Hakkı” ile ilgilidir. Kul hakkına saygılı olunmasını istemektedir.
Demek oluyor ki, mukaddes kitabımız Kur-an-ı Kerim de, ısrarla ve önemle üzerinde durulan “Kul Hakkı’na” tam olarak uyulması halinde, insanlık bildirgede hedeflenen barışa, huzura, güvene kavuşmuş olacaktır.
Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (SAV) veda hutbesinde insan haklarına ilişkin ifadeler vardır.
Örneğin; “Eshabım kimin yanında bir emanet varsa onu hemen sahibine versin. “ “Ne zulmediniz nede zulme uğrayınız.” “Müslümanlar kardeştirler. Bir Müslüman’ a kardeşinin canı da, malı da helal olmaz.”
Diğer yandan; Ünlü filozof Fr. Foerzter, “iyi insan, iyi vatandaş” adlı kitabında belirttiği özelliklere bakıldığında; iyi insanın “Kul Hakkı’na” saygılı insanlar olduğu görülecektir.
Eserde, iyi insanın tarifi şöyledir;
“İyi insan yalnız kendini düşünerek hareket etmez. Kendi istek ve menfaatini ön plana almaz. Aksine bu dünyada yalnız olmadığını düşünür. Hayatını güvenini, çalışma saatini,uzak ve yakın binlerce insanın fedakarlığına, sadakatine,vazife severliğine borçlu olduğunu bilir.Öteki insanlarla kendisi arasındaki bağı korumak için her şeyi yapmak zorunda olduğunu sözleriyle,duygularıyla hisseder.Biz bu hissedişe “Sorumluluk şuuru diyoruz.