İster dini bayramlar olsun, isterse milli bayramlarımız olsun, bayramlar ortak sevinç günlerimizdir. Bu yıl iki bayramı bir arada kutladık, kutluyoruz. Kurban Bayramı ve hemen ardından Cumhuriyet Bayramı…
 
Kurban Bayramını tüm İslam Alemi ile birlikte kutladık. Cumhuriyetimizin kuruluşunun  89.yılını ise bugün milletçe kutluyoruz.
 
Bayramların, birlik ve bütünlüğümüzü, insanlar arasındaki sevgi bağlarını güçlendiren, daha sıcak duygularla yaklaştırma özelliği vardır.
 
Cumhuriyetimiz, büyük asker ve devlet adamı Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğindeki “Milli Mücadelenin” başarıya ulaşması ile kuruldu. Temelinde binlerce şehidin kanı ve kahramanlığı vardır. Bugün üzerinde yaşadığımız coğrafyada milletçe hür olarak yaşamamız, o adsız kahramanların, en yüce duygularla vatan ve millet için canlarını feda etmeleri ile mümkün olmuştur.
 
İyi bilinmelidir ki, o kahramanlar, şehitlerimiz ve gazilerimiz düşmana çelik göğüslerini siper edip, canlarını vermeseydiler, bu topraklar “Vatan” olmazdı. Bizlere hür bir vatan bırakmak için canlarını feda eden kahramanlarımızı unutmamamız gerekir. Onları bu bayram gününde minnet ve şükranla anıyoruz.
 
Büyük Atatürk, Cumhuriyetin kurulmasından sonraki konuşmalarında, ekonomiye ilişkin fikir ve düşüncelerini açıklamaya özen göstermiştir. Dünyada ekonomik krizlerin gündemde olduğu günümüzde, O’nun bu konuda söylediklerinin bazılarını sütunumuza alıyoruz :
 
“Türk Milleti, bütün tarihinde, savaş meydanlarında bir çok zafer taçları giymiştir. Bununla övünür, daima övünecektir de… Ancak, bu övünç tacını daha süsleyerek milletin başında tutabilmek için, diğer bir alanda da kesinlikle başarılı olması gerekir. O da ekonomidir. “ (1923)
 
                                                                      * * *
 
“ Bilesiniz ki, ekonomisi zayıf bir millet fakirlik ve yoksulluktan kurtulamaz. Toplumsal ve siyasal felaketlerden yakasını kurtaramaz. Memleketin yönetimindeki başarı, ekonomideki kazançların derecesiyle olur. Hiçbir uygar devlet yoktur ki, Ordusu ve donanmasından evvel ekonomisini düşünmüş olmasın. Memleket ve bağımsızlığı için varlığı gerekli olan bütün kuvvetler ve araçlar ekonomik yaşamın açılma ve gelişmesiyle olur.” (1924)
 
                                                                      * * *
 
“Memleketin ekonomik kaynakları,  bütün dünyanın aşırı isteklerini çekecek verim ve servete sahiptir. Halkımızın çiftçi olması, topraklarımızın dünyanın en bereketli topraklarından bulunması, maddi yaşam için hiçbir kaygıya yer bırakmamaktadır. (1922)