Hattuşa'nın yıkılmasından sonra uzun yıllar unutulan ve modern zamanlarda yeniden keşfedilen antik şehir, arkeologlara ve bilim insanlarına birçok bilinmeyeni sunuyor. 1906'dan bu yana süregelen kazılar, şehirdeki çeşitli megalitik taşlar, sfenksler, Aslan heykelleri ve daha birçok ilginç bulguyu gün yüzüne çıkardı. Ancak, tüm bu keşiflerin içinde en büyük merak uyandıranlardan biri, kentteki bir yeşil taş ve ona eşlik eden diğer arkeolojik kalıntılar.

Bu taş, ışığı mükemmel şekilde yansıtan, ayna parlaklığında ve yeşil tonlarında bir özelliğe sahip. Hattuşa'nın kalıntılarında bulunmuş olan bu taş, mistik özelliklere sahip olduğuna inanılan bir objedir. Birçok kişi, taşın özel enerjiler yaydığı ve dinsel ayinlerde kullanıldığına dair teoriler öne sürüyor. Ancak, taşın gerçek işlevi ve onun yarattığı etki hala bilimsel olarak açıklanamamıştır.

Bir diğer dikkat çeken bulgu ise şehirdeki bazı andezit bloklarda bulunan, adeta lazerle yapılmış gibi görünen kusursuz delikler. Bu delikler, modern teknolojinin hassasiyetini andıran bir şekilde işlenmiş. Bu durum, Hattuşa'da bir tür eski teknoloji ya da kaybolmuş bir mühendislik bilgisi olabileceği ihtimallerini gündeme getiriyor. Benzer yapılar, dünyanın farklı köşelerinde, özellikle Güney Amerika’daki Peru gibi yerlerde de rastlanmış, ancak nasıl yapıldıkları hala bilinmiyor.

Hattuşa'daki bu esrarengiz buluntular, antik medeniyetlerin gelişmiş teknolojilerine dair yeni soruları gündeme getiriyor. Lazer teknolojisi gibi görünen delikler ve ışığı yansıtan yeşil taşın ardındaki sır, belki de eski dünya ile ilgili daha birçok bilinmeyeni gün yüzüne çıkaracak.

Muhabir: Merve Kiraz