HALKEĞİTİM MERKEZLERİ (1)

Abone Ol
 Günümüzde halk eğitim merkezlerinde halkın beceri kazanabilmesi ve eğitilmesi için devamlı kursları açılıyor. Bu amaçla biçki dikiş, nakış, bilgisayar, İngilizce, arıcılık, doğalgaz, kasaplık, vs. dallarda kurslar açılıyor. Her nedense aile yaşantımızın başlangıcı ve hatta ömür boyu sürecek olan evlilik için, evlilik kursları kimsenin aklına gelmiyor. Verilecek belgeler her evliliğin başında bir ön şart olarak getirilmelidir.
Her gün vahşice, ilikleri titreten kadın cinayetlerini ve diğer acı olayları izliyoruz. Neden daha evvelki yıllarda böyle kadın cinayetleri boşanmalar ve diğer olaylar yoktu. Sanki birbirlerini tetikleyen zemberek unsurlar gibi gün geçtikçe sayıları artıyor. Bir düşünmek lazım bu insanlar neden psikopatlaşıyor.
Öyle ise ben söyleyeyim; İnsanların ağaçtan, topraktan uzaklaşması, şehir hayatının tozlu yollarında ve bahçesiz apartman dairelerinde yalnız kalmaları. Her gün aynı devir daim, diğer taraftan teknolojinin verdiği rehavetlerden ortaya çıkan usançlar. Kendileri mensup olduğu dininden uzaklaştığı gibi çocuklarının da aynı minvalde yetişme tarzlarından bu günkü bunalımlar ortaya çıkıyor.
Her aile yuvasında bir ana vardır. Baba her sabah kazancını temin etmek için evinden çıkar (ev kadınları) ana evde kalır ve akşam evine döner. Akşam evine döndüğünde eşini ve çocukları güler yüzlü görmek ister. Analar çalışsalar dahi çocukları onlar büyütür, himaye eder, o terbiye eder, o maneviyatı aşılar, acısına tatlısına katlanır, o daha çok yanar, koldur, kanattır, aile içinde dengeleri o sağlar. Keza tasarruf etme konusunda erkeğini o zengin eder, o fakir eder. Ana ölürse veya boşanırsa bir sahip çıkanı dahi olsa da yine yuva dağılır, başıboş kalır. Toplumumuzda öylesine analar önem kazanmıştır ki, bütün önem ifade eden unsurların başlarına eklenmişlerdir. Ana arı, ana yol, ana arter, ana şebeke, anayasa, ana vatan, ana kucağı, Anadolu, vs.
Bir genç evlendiğinde hevesler coşkular sevinçler ortaya çıkar. Güzel bir yuvaya kavuşturmak için büyükler hiçbir fedakârlıktan kaçınılmaz. Düğünler yapılır, bütün maddi imkânlar zorlanır. Oda takımları, beyaz eşyalar, hediyeler alınır, ayrı bir ev tutulur. Bütün bunların karşılığında bir kadın evliliği tozpembe görürse, lakayt davranırsa ve hatta en basit bir tartışmada bu mutluluğu yüzükoyun bırakarak evini terk ederse elbette ki olumsuz sonuçlar ortaya çıkar. Geri dönmesi için bütün özürlere rağmen inat ederse istenmeyen sonuçları da ortaya çıkacaktır.
Boşanmalarda ilk nedenlerden biride kadınların birinci plana geçme dürtüleri, istediğini yaptırabilme ve erkeği pasifize edememe gayretlerinden kaynaklanmaktadır. Ana baba çocuğunu büyütür, okutur, adam eder, düğün masraflarını karşılar. Bütün bunlara karşın gelinler, kocasının büyüklerine karşı soğuk davranmaları evlilik hayatını baltalayacak ve bahaneleri ortaya çıkacaktır.

ARKASI YARIN