Görme bozuklukları, sadece günümüzde değil tarih boyunca insanları zora sokan durumlardan biri. Ancak gözlükler icat edilmeden önce insanlar, çeşitli basit araçlarla bu sorunu çözmeye çalışıyordu. Özellikle büyüteç benzeri araçlar, küçük yazıları veya nesneleri büyütmek için kullanılıyordu. Fakat bu araçlar, sadece yakın görme problemi olanlar için işe yarıyordu; uzakları göremeyen miyoplar için herhangi bir çözüm sunamıyordu.
Miyopluk Orta Çağ'da Avantajdı
Kısa mesafenin görülebildiği miyopluk, bir engel olarak düşünülse de, Orta Çağ’da bazı mesleklerde avantajlı bir durum olarak kabul ediliyordu. Özellikle yazıcılar ve el yazması metinleri kopyalayan sanatçılar, kısa mesafeleri daha net görebildikleri için işlerinde daha başarılı oluyorlardı. Hatta bazı dönemlerde, miyop olanlar gözlük kullanmadan bu mesleklerde olağanüstü verim sağlıyordu.
Gözlüğün İcadı: 1286
1286 yılında gözlüğün icat edilmesi büyük bir yenilikti. Ancak bu icat, ilk başta beklenenin aksine pek de kolay bir kullanım sunmadı. İlk gözlükler, ağır ve kırılgan yapılarıyla dikkat çekiyordu, ayrıca takılması oldukça zordu. Bu gözlükler, başlangıçta toplumda garip karşılanıyordu. Hatta gözlük kullanan kişiler, bazen büyüyle uğraştıkları gerekçesiyle suçlanabiliyordu.
Gözlüklerin Toplumda Karşılaştığı Tepkiler
Gözlükler, icat edildikten sonra toplumda birçok farklı tepkiyle karşılandı. İnsanlar, gözlükleri yalnızca bir yenilik olarak görmekle kalmayıp, bu yeni nesneye bazı yanlış anlamalar da yüklediler. Bu gözlükleri takanlar, zaman zaman büyüyle ilişkili ya da gizemli kişiler olarak algılandı. Ancak zaman içinde gözlükler, görme sorunları için en yaygın çözüm haline geldi ve insanlar, gözlük kullanmayı hayatlarının bir parçası olarak kabul etmeye başladılar.
Günümüzde hayatı oldukça kolay kılan gözlüklerin icadı tarih boyunca zorluklardan geçerek modern çağa ulaşmış ve bugün yaşamda önemli yer tutuyor.