EVLENME PROGRAMLARI

Abone Ol
 Bir türlü, evlenme programları kaldırılamadı. Bayan adaylar acaba suni güzellikleriyle bir yere varacaklarını mı, zannediyorlar? Evlenecek erkeğin ve seyircilerin gözü önünde saygısızca ayak ayaküstüne atarak, dayatmacı taleplerini sıralıyorlar. Onlar kendilerine tapınacak, yakışıklı ve eğlendirecek müstakil eş arıyorlar. Erkek adaylarda öylesine cazibelerine kapılmışlar ki, bakarsınız genç ve bekâr erkek adayı dul ve çocuklu kadına talip çıkıyor. Diz çöken erkekler orada, oynayan kızlar orada, birbirlerini aşağılayanlar orada, egoistler orada, aylarca süren kavgalardan bir adım öteye geçemiyorlar.

Evlenme programlarında izliyoruz, yakışıklı, ahlakı düzgün nice erkek adayları geliyor, ama onlar, her istediğini yerine getiren, boyun eğen sevgili arıyorlar. Öncelikle sordukları, ‘’Gezmeyi sever misin, aylık kazancın ne kadar, araban varmı, anneni çok sever misin, yaşadığım şehre gelirmisin vs. Karşısında duran erkek adayda o anki suni güzelliğinin etkisiyle inançlarını ne kıyafetini ne de fazla ailesini araştırır. Karşısında oturan bayana ‘’Evlenince kapanmayı düşünürmüsün?’’ sorusunu yöneltmezler. Hele bir sesini çıkarsın kadın hakları ve özgürlükler hemen karşısına çıkar, söylediğine de bin pişman ettirirler.

Adamcağız herhalde ağacın kovuğundan çıkmış olmalı ki, sadece kendine ait olsun, evirip çevireyim. Dediğini anında yapsın, her sözümü tutsun, tatil yaptırsın, yoksa ipler kopmaya başlar. Benim aileme yakınlık göstersin, kendi ailesinden uzak dursun, derken hiç kendilerini yargılamazlar, çünkü hep onlar haklı, bizden bir adım ilerideler, yoksa bir anda huzurun bozulur. Ya pasif olup her dediğini yapar mutlu olursun ya da bir yerden patlak verir. Ne yazık ki, en çokta ziyanı onlar görüyorlar. Evlilik öz veri ister, asla bir eğlencelik değildir.

Ne oldu bu insanlara. Hiç böyle sudan bahaneyle evini terk edenler, boşanmalar, kadın cinayetleri yoktu. Bu kadar çok gayri meşru yaşantılar, çocuk sevgililer, hırsızlar, arsızlar yoktu. Bir atasözümüz vardı. ‘Delikli demir çıktı mertlik bozuldu.’’ Şimdi de cep telefonları çıktı, ahlak ve düzen bozuldu. Önce toplumsal olarak çocuklarımıza acilen mensup oldukları dini inançlarını enjekte etmenin yollarını arayalım.

Böyle bir babayiğit var mı? Çocuklarını kurtarma adına evinde, işyerinde görüntü veren cep telefonu, televizyon vs. gibi cihazlarını kaldıracak veya belli kanalları silecek. Çünkü küçükte büyükte, biri bakmazsa diğeri bakar, zamanla ahlaka, adaba ters düşenlere birlikte bakarsın. Bunun yerine radyoda, görüntüsüz telefonunuzda fazlasıyla işinizi görür. Bu gün öküz altında buzağı arayanlar yarın mutlu yuvalarını bir hiç uğruna yok ediyorlar.  

Şu bencilliklerimiz, hırslarımız, öfkelerimiz neleri kaybettirmedi ki.