Erzincan Tarım ve Hayvancılığına hayat veren Tarım ve Kırsal Kalkınma Destekleme Kurumu’nu (TKDK) ziyaret ettik
Kurumun geçmişi, yaptıkları ve gelecek hedeflerini konuştuk.
Hakkında çok şey bilmediğim bir insanı övmek âdetim değil ama vizyonlu, aktif, Erzincan Tarım ve Hayvancılığının en önemli sorunu olan finans sorununa çözüm bulmaya çalışan Sayın Metin Bektaş’ı bu geleneğin dışında tutacağım.
Bu güne kadar proje si kabul edilenlerin tam listesini büyük puntolarla tam karşısına asmış.
İlimize iş getiren herkes bizim için çok değeli diyor.
Tarım ve hayvancılık alanında Erzincan’ın kavuşması mümkün olmayan hayallerinin gerçeğe dönüştüğünü duymaktan büyük mutluluk duyduk.
Şehrimizi ilgilendiren devasa hibe fonlarından, projelerden bahsediyorum.
Sayın Bektaş, ekibiyle 42 ilde kullanılacak toplam hibe tutarından Erzincan Çiftçisi’ne, besicisine, üreticisine daha fazla kazandırmanın uğraşını veriyor.
Kurulduğu 2012 yılından bugüne yaklaşık 30 trilyon hibe kredi, geri ödemesiz olarak dağıtılmış. Ve halen devam ediyor.
Et- süt üretimi ve bu ürünlerin işlenip pazarlanması, balıkçılık, arıcılık, kırsal turizm, meyve ve sebzelerin işlenip pazarlanması, yerel ürünler ve mikro işletmelerin geliştirilmesi, yani birçok alanda destekler veriliyor.
Bugüne kadar 54 proje; Erzincan Kırsalı’nda, ilçesinde, köyünde boy vermiş, hayat vermiş.
Hiçbir proje Ankara’dan geri dönmemiş.
Metin Bey anlatıyor;
Tarım alanında AB standartlarını yakalamamız için AB, çeşitli aday ülkeleri desteklemekte.
TKDK’ da bu amaç için kuruldu.
Ama Avrupa Birliği bu paraları bize karşılıksız vermiyor. Zaten Türkiye, AB’ye belli miktarda ödeme yapıyor. Yaptığı ödemenin büyük kısmının geri dönüşü şuan için gerçekleşememektedir. Ülkemizin AB Fonları’na müracaatı nispetinde pay alacağını, ne kadar çok müracaat olursa, o kadar çok Avrupa Birliğine ödemiş olduğumuz kaynakların geri dönüşümü sağlanacaktır.
Bu nedenle yeni projeler için kapı kapı dolaşıp vatandaşlarımıza hangi konularda proje hazırlanmalı, projelerden nasıl faydalanılır yani bilinci artırmaya çalışıyoruz.
Avrupa Birliği; IPARD programı kapsamında 3 milyon Euro ya kadar proje ile yapılan müracaatlarda, her proje için %50 ile %65 arasında değişen oranlarda hibe desteği veriyor.
İl bazında herhangi bir bütçe sınırlaması yok
Başvuru çağrı dönemlerinde en az 100 müracaat almak ve bunlar arasında proje seçimi yapmak hedefimiz.
Sadece tarım ve hayvancılık değil yerel ürünlerde de destekler veriliyor.
Örneğin bakırcılık esnafını, proje desteği vermek için davet ettik, fakat insanlar yatırım riskini göze alamıyorlar.
İnsanları girişimciliğe, kaliteli üretmeye teşvik ediyoruz.
Şahıs veya şirket fark etmiyor, isteyen herkes müracaat edebilir.
Bugüne kadar yapılan en ciddi projelerimizden biri; Otlukbeli İlçesi’nde 11,5 milyon tutarında, 13 adet hayvancılık işletmesinin yatırım işini (mini bir organize hayvancılık bölgesi, ya da bir köysel dönüşüm de diyebiliriz bu çalışmaya) hayata geçirmek oldu.
Özellikle valilik ve ilgili tüm kurumlarla fikir birlikteliğimizin olması, sonuç almamızı kolaylaştırıyor.
Evet, Metin Bey’in anlattıklarından sonra IPARD’ın Erzincan Tarım ve Hayvancılığı’nın geleceği adına önemli kurumlardan biri olacağını söyleyebiliriz?
Erzincan bu işten ne kadar istifade ediyor?
Metin Bey diyor ki Erzurum bizden 3 yıl önce kurulmasına rağmen 2,5 kat hibe kazandırdık şehrimize.
Bu yazıyı yazmamızdaki maksat da, iş yapmak isteyen insanlara bu kadar avantajlı ve cazip kredi sunan bir kuruluştan insanları haberdar etmektir.
“Erzincan ekonomik kalkınmasının, ancak tarım ve hayvancılığın geliştirilmesiyle mümkün olacağı, resmi ağızlar tarafından sürekli dile getirilmektedir”.
Öyleyse bu olumlu koşulları niye daha geniş ölçüde değerlendirmeyelim.