Erzincan Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Oktay Kılınç,1908 yılından itibaren sansürün kaldırılışının yıldönümü olan 24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı nedeniyle yaptığı açıklamada; “İfade ve basın özgürlüğü demokrasinin olmazsa olmazıdır ve halkın haber alma hürriyetinin işlerliği için, basın ve ifade özgürlüğü temel gerekliliktir” dedi.
Haziran ayında TBMM gündemine gelen ve Ekim ayında yeniden görüşülmek üzere ertelenen, kamuoyunda “dezenformasyon yasası” olarak bilinen yasal düzenlemenin basının geleceği açısından büyük önem taşıdığını ifade eden EGC Başkanı Oktay Kılınç, açıklamasında şu görüşlere yer verdi; “Basınımız 2022 yılının 24 Temmuz’una da, geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi birçok sorunla giriyor. Bu sorunların başında da, TBMM'de görüşülmesi ertelenen 40 maddelik “Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” gelmektedir.
Kanun Teklifinde mesleki sorunların bir bölümüne çözüm getirecek içerikte olsa da, birçok maddede düzenleme yapılması gerekmektedir.
Kanun değişikliğinin gerekçesi olan “dezenformasyon”; dünyanın ortak, önemli ve acil çözüm bekleyen sorunlarından biridir. Dezenformasyon sadece iktidarların değil, iktidarı ve muhalefetiyle tüm ülkemizin sorunudur ve mutlaka mücadele edilmelidir.
Kanuna ilişkin karar verici konumdaki tüm taraflara, basının, özgürleşerek topluma ve demokrasiye katkı sağlayabileceğini hatırlatmak istiyoruz.
Sektörümüzde yaşadığımız en öncelikli sorunumuz, diğer sorunların da kaynağı olan “Gazetecilik Meslek Yasası” olmamasıdır. Medya, gerçek anlamda işlevini yerine getirebilmesi için, gazetecilik mesleğini ve bu mesleği kimlerin yapabileceğini düzenleyen ‘Gazetecilik Meslek Yasası’na acilen ihtiyaç duymaktadır.
Ülkemizde gazetecilik meslek yasası olmadığı için dileyen herkes, “gazeteciyim” diyerek mesleğe başlayabilmektedir. Oysa gazetecilik/habercilik, eğitim gerektiren bir meslektir.
Bu durum, basın mesleğini her türlü istismara açık hale getirmekte olup bu tür kişileri basın mesleğinden uzaklaştıracak herhangi bir yasal düzenleme de bulunmamaktadır.
Bu çarpık durumu ortadan kaldırmak için, gazetecilik mesleğini kimlerin yapabileceğini düzenleyen “Gazetecilik Meslek Yasası" acilen çıkarılmalıdır.
İfade ve basın özgürlüğü demokrasinin olmazsa olmazıdır ve halkın haber alma hürriyetinin işlerliği için, basın ve ifade özgürlüğü temel gerekliliktir.
Kişilerin özel hayatlarına saygıyı, kişisel hak ve özgürlükleri temel alarak tarafsızlık içinde çalışmalarını yürüten basın, demokratik toplumların en önemli güvencelerinden biridir.
Farklı görüş ve düşüncelerin seslendirilmesinde ve ortak yaşama kültürünün gelişmesinde basınımızın önemli görevler üstlendiği bir gerçektir. Demokratik kültürün ayrılmaz bir parçası olan basın kuruluşlarımızın; etik değerlere ve hukuka uygun, tarafsızlık içinde, doğru haber yapması, kişi haklarına ve özel hayata saygılı, toplumun hassasiyetlerine özen gösteren bir şekilde görev yapması demokrasimiz ve gazetecilik mesleğinin saygınlığı açısından büyük önem taşımaktadır. Basın; toplumsal gelişme ve bilinçlenmeye önemli katkılar sağlamaktadır.
Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ünde dediği gibi: “Basın, milletin müşterek sesidir. Bir milleti aydınlatma ve irşatta, bir millete muhtaç olduğu fikrî gıdayı vermekte, hulâsa bir milletin hedefi saadet olan müşterek bir istikamette yürümesini teminde, basın başlı başına bir kuvvet, bir mektep, bir rehberdir.”
Bu duygu ve düşüncelerle, sansürün kaldırılışının yıl dönümünde; tüm basın mensuplarının “24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramını” en içten dileklerimle kutluyorum. İlimiz basınına bu güne kadar olduğu gibi, bundan böyle de ilkeli ve tarafsız bir anlayışla sürdüreceğine inandığım çalışmalarında başarılar diliyor, saygılarımı sunuyorum.” Dedi.