Dünya genelinde her yıl doğan 365.000 bebekten ortalama 12’sinin karışma riski, büyük bir endişe yaratıyor. Tıp teknolojisi geliştikçe, doğum sırasında karışıklık riski zamanla azalmış olsa da bu tehlike tamamen ortadan kalkmış değil. Bugün bile, gelişmiş ülkelerde dahi doğumda karışıklık riski, her 15.000 doğumda bir gözlemlenebiliyor.
Geçmişte Daha Yüksekti, Ama Hala Var
2000’li yıllardan önce, her 1000 doğumda bir bebek karışma riski taşıyor ve bu oran, tıbbi altyapının zayıf olduğu yerlerde daha yüksekti. Teknolojik gelişmeler ve tıbbi protokollerle birlikte bu oran zamanla azalmış olsa da, bazı durumlar hala gerçekleşebiliyor. Bu karışıklıklar, bebeklerin yanlış aileye verilmesi, kimlik karışıklığı gibi hatalar şeklinde kendini gösterebiliyor.
Gelişmiş Ülkelerde Durum
Gelişmiş ülkelerde ise bu oran önemli ölçüde düşmüş durumda. Ancak, tüm bu iyileştirmelere rağmen, risk sıfıra inmiyor. Uzmanlar, doğumhanelerinde gerçekleşen yoğunluk, personel hataları ve bazen teknolojinin yetersizliği gibi nedenlerle karışıklıkların hala yaşanabileceğini belirtiyor.
Doğumda Kimlik Karışıklığının Nedenleri
Doğumlarda kimlik karışıklığının başlıca nedeni, yeni doğan bebeklerin yanlışlıkla başka bir aileye verilmesi olarak öne çıkıyor. Ayrıca bazı hastanelerde yeni doğan bebeklerin izlenmesi sırasında yapılan hatalar, kimlik karışıklığına yol açabiliyor. Bu tür hatalar genellikle doğumdan hemen sonra bir bebeğin hastaneye teslim edilmesi sırasında meydana geliyor. Ancak, bu durumun önüne geçebilmek için son yıllarda hastaneler daha sıkı kontrol ve izleme sistemleri uygulamaya başlamış durumda.
Teknolojik Çözümler
Son yıllarda doğum süreçlerinde kullanılan teknolojik çözümler, bu tür hataların önüne geçilmesinde önemli bir rol oynamaya başladı. Bebeklerin kimliklerinin doğrulanmasında biyometrik veriler, parmak izi ve yüz tanıma gibi teknolojiler kullanılmaya başlandı. Ayrıca, doğum hastanelerinde daha fazla güvenlik önlemi alınıyor ve bebeklerin eşleştirilmesi için çeşitli işaretleme sistemleri devreye sokuluyor.
