Doksan iki yılı Mart’ın onüçü
Kabına sığmayan bir genç gibiydin
Alımınla çalımınla göz kamaştıran
Kükreyip çağlayan sel gibiydin…
Kenara yaslanmış Can’a bakardın
Endamın çok güzel çiçek kokardın
Yeşilin bambaşka yürek yakardın
Viran mı oldun Can ERZİNCAN’ım…
Askerde aldım ben, acı haberim
Sılada perişan anam ve yarim
Demek ki böyleymiş yazım kaderim
Viran mı oldun Can ERZİNCAN’ım…
Erzincan’a ne oldu dedim arslanım
Duvar yok gayri ben nere yaslanım
Her yer perişan olmuş, nasıl beslenim
Viran mı oldun Can ERZİNCAN’ım…
Acıyla gözyaşı oldu bak kârın
Dünyayı sırtına bağladı Karun
Sonunda bir çadıra kaldın be ‘’Harun’’
Viran mı oldun Can ERZİNCAN’ım…
Bazen rüşvet verdin, bazen de yemek
Binalar yerle bir nerede emek
Ne zaman nasip olur buna dur demek
Viran mı oldun Can ERZİNCAN’ım…
Erzincan’ım ben, derdi bilirim
Sıkıntın için ben, kurban olurum
Enkazda can mı var, arar bulurum
Viran mı oldun Can ERZİNCAN’ım…
Bu vatan büyük, güçlü devletim
Felaket Allah’tan, niye nefretim
Kardeşiz biz, hem de Vahdet’im
Viran mı oldun Can ERZİNCAN’ım… (H.B)
“Erzincan'ın 1992 Depreminde hayatını kaybeden deprem şehitlerine Allahtan rahmet diliyorum..."