Sevmek, sadece “seviyorum” demekle olmuyor. Sevmenin de bazı göstergeleri var. Eğer birisini seviyorsanız onun için bazı sıkıntıları göze alabilirsiniz. Eğer sevmiyorsanız onunla ilgili herhangi bir sıkıntıyı göze alamazsınız. Sevmenin ölçüsü budur. Bu bir insanı sevmek için de aynıdır, bir başka bir eşyayı, şehri, ülkeyi sevmek te aynıdır.
Erzincan’ı sevmek te bu bakımdan şehir için çaba sarf etmeyi, emek harcamayı gerektiriyor. Biz bugün bir Erzincan sevdalısından, Erzincan aşığı olan Emekli Orgeneral İsmail Hakkı Akansel’den bahsetmek istiyorum.
İsmail Hakkı Akansel bir Erzincan sevdalısı. Erzincan için önemli kitaplara imza atmış bir isim. Bunlardan birisi “Kaybolan şehir eski Erzincan’dan fotoğraflarla anılar, diğeri ise Erzincan’daki tarihi kışla ve askeri yapılar ismini taşıyor. Sayın Akansel ‘in sevgisinin göstergesi bununla da kalmıyor. Kendisi ile uzun yıllardır tanışır ve zaman zaman konuşuruz. Son olarak ta yeni hazırlamış bulunduğu bir kitabını gönderdi. Kitabın adı “Erzurum’un tarihi kışlaları, askeri yapıları ve unutulmaz şahsiyetleri ‘adını taşıyor Kitapta Erzincan’ın geçmiş dönemlerde Erzurum’a bağlı olması sebebiyle Erzincan ile ilgili olarak ta bazı bilgiler yer alıyor. Bu bilgiler şehrimiz açısından da büyük önem Arz etmektedir. Özellikle Refahiye’de kabri ve anıtı bulunan Bahattin Paşa ile ilgili geniş bölümler yer almaktadır. Ayrıca Karadağ, Çimendağ Meydan muharebesi ile ilgili olarak geniş bilgi mevcut.
İsmail Hakkı Akansel Paşa’nın önceki yıllarda Otlukbeli Meydan Muharebesi ile ilgili olarak Askeri dergilerde yayınlanmış yazılarını da hatırlıyorum.
Yani paşa Erzincan ile ilgili olarak fırsat buldukça çalışmış ortaya kalıcı eserler koymuş birisidir. Bunu söyledikten sonra son kitabını gönderirken yazdığı mektuptan Erzincan sevgisini anlatan birkaç satır aktarmak istiyorum.
Bakınız İsmail Hakkı Akansel Paşa Erzincan hasretini nasıl ifade ediyor. “ Güzel Erzincan’ımızın havasını, suyunu, Fırat’ını Fırat Adası’nı Beytahtını, Kırkgözelerini, Kırklar Tepesi’ni, kuşunu, karıncasını, böcüğünü, sineğini her bir şeyini özledim. Hasrettin içim yanıyor.” Diyerek hasretini ifade ediyor. Sağlık ve diğer şartlarının oluşması ile Erzincan’a mutlak surette gelmek istediğini ifade ediyor.
Ben de şahsen kendisini Erzincan “da misafir etmekten büyük onur duyacağımızı ifade ettim ve Sultanseydi den Erzincan’ı izlemeyi, dalından Angut dut, kiraz, kaysı, cimin üzümü gibi meyveler yemeye davet ettim.
İnanıyorum ki bir Erzincan dostunu Erzincan’da görmek pek çok Erzincanlıyı da mutlu edecektir.