İSTANBUL (AA) - Altınbaş Üniversitesi Psikoloji Bölümünden Klinik Psikolog Dr. Öğr. Üyesi Esra Gül Koçyiğit, sınav kaygısıyla ilgili başa çıkma yöntemlerinin fiziksel egzersiz yapılması, düzenli uyku, beslenme, gevşeme egzersizleri ve mantık dışı düşüncelere yanıt verilmesi olduğunu bildirdi.

Üniversiteden yapılan açıklamaya göre, daha önce edinilen bilginin sınavda yeteri derecede kullanılabilmesini engelleyen ve öğrencilerin akademik başarısının düşmesine neden olan sınav kaygısı, öğrencileri olumsuz etkilerken, kaygıyı tanımak ve baş edebilmek akademik başarıyı arttırma açısından oldukça önemli.

2024 model sıfır araçlar için 0 faizli kredi imkanları: Yıl sonu kampanyalarını kaçırmayın 2024 model sıfır araçlar için 0 faizli kredi imkanları: Yıl sonu kampanyalarını kaçırmayın

Dr. Öğr. Üyesi Koçyiğit, ebeveynlerin de sınav kaygısına etki eden faktörlerden biri olduğunun altını çizerek, sınav kaygısının birden fazla faktörle ilişkili olduğuna işaret etti.

Sınav kaygısının birçok öğrenciyi etkileyen yaygın bir sorun olduğunu ifade eden Koçyiğit, kaygının oluşmasında çeşitli etmenlerin rol oynadığına dikkati çekerek başlıca faktörlerin yetkinlik inancı, karar verme becerileri ve öğrenme yaklaşımı olduğunu kaydetti.

Kaygının oluşmasında kişilik özelliklerinin de önemli olduğunun altını çizen Koçyiğit, benlik kaygısı, mükemmeliyetçilik ve umut düzeyinin de etkin olduğunu, cinsiyet, başarı düzeyi, sınıf düzeyi, aile tutumu, öğretmen yaklaşımı, çalışma alışkanlıkları ve psikolojik dayanıklılık faktörlerinin de etkili olduğunu vurguladı.

Koçyiğit, çocukların yaşadığı sınav kaygısına dair belirtileri paylaşarak, belirtilerin fiziksel, düşünsel, bilişsel ve davranışsal olarak gözükebileceğini aktararak, şunları kaydetti:

"Fiziksel belirtiler olarak, ellerin titremesi, kalp çarpıntısı, terleme, baş ağrısı, mide ağrısı, bulantı, hızlı nefes alıp verme, kas spazmı, baş dönmesi, göğüste sıkışma hissine örnek verebiliriz. Düşünsel belirtiler ise gerginlik, tedirginlik, korku, endişe ve kızgınlık olarak görülür. Aynı zamanda konsantrasyon zorluğu, dikkat dağınıklığı, düşünceleri organize edebilmede zorluk, bilgiyi hatırlamada zorluk çekme gibi durumlar da bilişsel belirtilerdir. Ayrıca çalışmayı erteleme, sınava girmeme (kaçınma), başka etkinliklerle ilgilenme, çalışmayı yarıda bırakma (kaçma), öfkelenme, uykusuzluk, aşırı yeme veya iştahsızlığı da davranışsal belirtiler olarak ele alabiliriz."

Koçyiğit, sınav kaygısıyla ilgili başa çıkma yöntemlerini ise fiziksel egzersiz yapılması, düzenli uyku, beslenme, gevşeme egzersizleri ve mantık dışı düşüncelere yanıt verilmesi olarak sıraladı.

Ebeveynlerin de kaygıda etkili bir faktör olduğunu ifade eden Koçyiğit, kaygının bulaşıcı bir duygu olduğunu ve ailenin kaygıyı kontrol altına almaları, almakta zorlandıklarında ise bir uzman desteği almaları gerektiğini belirtti.

- "'Sana inanıyorum', 'Başarılı olacaksın' gibi ifadeler negatif etkiye neden olabilir"

Kaygının beden diliyle de ifade edilebileceğine dikkati çeken Koçyiğit, şu açıklamalarda bulundu:

"Çocuğun kaygısını ifade edebileceği ortamlar oluşturulmalıdır. Aileler çocukla birlikte konuşmalı, birlikte ortak eylem planı geliştirilmelidir. Öğrencinin akademik performansı gerçekçi ölçütlerle belirlenmelidir. Bireyden beklentilerde bu doğrultuda oluşturulmalıdır. Aile ayrıca çocuğu yapıcı cümlelerle desteklemeli, olumsuz ifadelerden kaçınmalıdır. Her bireyin kendine has özellikleri olduğu unutulmamalı ve başkalarıyla kıyaslanmamalıdır. Bunun yalnızca bir sınav olduğu, kesinlikle kişiliği değerlendiren bir şey olmadığı söylenmelidir. Kazanmak kadar kaybetmenin de normal olduğu ve bunun hayatın bir parçası olduğu söylenmelidir. Kimi çocuklarda 'Sana inanıyorum', 'Başarılı olacaksın' gibi ifadeler negatif etkiye neden olabilir ve çocukta kaygıyı arttırabilir."

Kaynak: aa