Şimdi size her gün ekranlarda gördüğümüz nerede deprem olacağını söylesinler diye pür dikkat beklediğimiz kişilerin son tahminlerini vereceğiz. Ardından en son uyarı tahminlerini bildireceğiz.

Prof. Dr. Naci Görür: 6 Şubat tarihinde yaşanan iki büyük deprem iki fay sistemine enerji transfer etmiş olabilir. Bunlar Adana Havzasına doğru saçılıp inen Doğu Anadolu Fay Sistemi ve Malatya ilinin batısında Doğanşehir-Kepez-Başkavak-Kemaliye bölgelerinde olan Malatya fay sistemi. 6 Şubat tarihinde yaşanan deprem Arap Levhasını kuzeye doğru itmiş olabilir. Bu itilmeyle Adıyaman- Diyarbakır- Siirt-Hakkari- Yüksekova levha sınırlarında sıkışmayla birlikte deprem oluşturabilir. Bunlar genel bilgiler. Sizlere farkındalık yaratmak için söylüyorum. Kesin olacak demek değil.

Japon Deprem Uzmanı ve Yüksek Mimar Yoshinori Moriwaki, Bursa'dan geçen fay hatlarını yorumladı. Moriwaki, "İnegöl'den Bursa'ya uzanan fayda hareketlilik bekleyebiliriz. İnegöl'den Bursa'ya uzanan fayın ardından Uluabat fayı, ardından da Bandırma'nın batısındaki fay kırılabilir"dedi.

Moriwaki, "Marmara Denizi içerisinde Yalova ve Silivri arasında İstanbul'un 20 kilometre açıklarında kırılmayan fay hatları var. Buraların kırılmasını bekliyoruz. 1999 depreminden sonra boğaz köprülerine güçlendirme yaptık. O süreçte yaptığımız risk analizlerine göre adaların güneyinde kalan bölge olarak tahmin ediyoruz. Bir diğer nokta olarak adaların güneyindeki fayın devamı olan Silivri açıklarını söyleyebiliriz. Bu fay hatları bir bölümünü kırarsa 6.8 ama birkaç tane fay hattını beraber ya da tamamını kırarsa daha yüksek şiddette deprem olabilir" ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Osman Bektaş, yaptığı açıklamayla 1998’de gerçekleşen 6.3 büyüklüğündeki depremin benzerinin yeniden meydana gelebileceğine işaret etti. Bektaş’ın, “Karataş-Osmaniye-Andıran fay zonu 1998 gibi 6,3 deprem üretebilir” uyarısı dikkat çekti.

Prof. Dr. Ahmet Ercan; “Çok geç olmadan, TC'de ilgili bakanlık öncelikli olarak; Göksun, Kozan, Adana, Ceyhan'daki konut ile işyerlerinde, hem yer, hem de yapı davranışlarını jeofizik+ inşaat mühendislerine baktırmalı, sağlam olmayanları kentsel dönüşüme sokmalıdır. Kırık yıkmaz, sarsıntı ile umursamazlık yıkar."

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi’nden Prof. Dr. Mustafa Erdik, Marmara Denizi’nde iki farklı fay segmentinin kırılması durumunda oluşabilecek depremleri şöyle sıralamaktadır:

Çınarcık Fayı’nın kırılması

Bu fay segmenti Marmara Denizi’nin güneyinde yer almaktadır. Bu fayın kırılması durumunda oluşacak depremin büyüklüğü 7.2 olarak tahmin edilmektedir. Bu deprem İstanbul’un güneyindeki ilçeleri daha fazla etkileyecektir.

Tekirdağ Fayı’nın kırılması

Bu fay segmenti Marmara Denizi’nin kuzeyinde yer almaktadır. Bu fayın kırılması durumunda oluşacak depremin büyüklüğü 7.4 olarak tahmin edilmektedir. Bu deprem İstanbul’un kuzeyindeki ilçeleri daha fazla etkileyecektir.

Bu iki fay segmentinin aynı anda veya ard arda kırılması durumunda ise oluşacak depremin büyüklüğü 7.6 olarak tahmin edilmektedir. Bu deprem İstanbul’un tamamını etkileyecek ve çok daha yıkıcı olacaktır.

Türk Dünyası Mühendisler ve Mimarlar Birliği Kentsel Dönüşüm Komisyon Başkanı Dr. Nihat Şen: 

54 MİLYON VATANDAŞ RİSK ALTINDA

Bingöl'de 11 kilo 250 gram esrar ele geçirildi Bingöl'de 11 kilo 250 gram esrar ele geçirildi

Türkiye’nin yapı stokunun depreme karşı dirençli olmadığını delirten Dr. Nihat Şen, “Türkiye’nin yapı stokunun en az yüzde 45’lik kısmı olası bir depreme karşı güvenilir değil. Şu anda 54 milyon vatandaşımız depreme karşı dirençsiz binalarda yaşıyorlar. Olası bir doğal afetin sonucu düşündüğümüzden dahi ağır olabilir.” dedi. 

Tabi ki hepsinin tahmini doğru hatta bu tahminler dışında kalan tüm bölgelerde Eğe, Akdeniz, İç Anadolu, Marmara, Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve Karadeniz sizler bu haberi okurken bile deprem olacak. 2023- 2024 ve hatta 2025 de yıkıcı depremler olacak. Kiminde canımızı malımızı kaybedeceğiz kimini çok şükür bir şey yok deyip geçiştireceğiz. Bireysel olarak, bir anne baba olarak, bir yönetici olarak üzerine düşen görevi tedbiri aldın mı? Aldırttın mı? Yoksa hala… ?

Editör: Saliha Kara