GENEL

19. Türk Ceza Hukuku Günleri İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde başladı

- İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adem Sözüer: - "20 ülkeden akademisyenle ülkemizin Anayasa Mahkemesi, Yargıtayı ve barolarından katılımlarla bilimsel bir platformda düşüneceğiz, tartışacağız sorunlara çözüm arayacağız"

Abone Ol

İSTANBUL (AA) - 19. Türk Ceza Hukuku Günleri Humboldt-Kolleg İstanbul bilimsel etkinliği, İstanbul Bilgi Üniversitesi santralistanbul Kampüsü'nde başladı.

Üniversiteden yapılan açıklamaya göre, etkinliğin açılışı, 20 ülkeden ceza hukuku akademisyenleri, yüksek yargı organları mensupları, hakim, savcı ve avukatların katılımıyla gerçekleştirildi.

Etkinlik kapsamında, "Türk Ceza Hukuku Reformunun 19. Yılında Temel Ceza Kanunlarında Yapılan Değişikliklerin Değerlendirilmesi Forumu", 11 ayrı çalışma grubu tarafından gerçekleştirildi. Çalışma gruplarında kanun değişiklikleri, Türk Ceza Hukuku Reformu'nda esas alınan kanunilik, kusur, insanilik, adil yargılanma, genel ve özel önleme gibi temel ilkeler açısından değerlendirildi.

İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adem Sözüer'in başkanlığını yaptığı uluslararası sempozyum, "İrade, Bilme, İsteme, Yanılma ve Kanıtlama" teması ile gerçekleştirilecek.

Sempozyumda "irade" konusu ceza hukukunun yanı sıra diğer disiplinler açısından da ele alınacak. Bu kapsamda, nörobilim alanındaki gelişmelerin ceza hukukuna etkileri, yapay zeka, kast, olası kast, taksir, hukuka aykırı deliller gibi pek çok konuda tebliğler sunulacak ve tartışmalar yapılacak.

- "Filistin konusunda ifade özgürlüğünün pek olmadığını maalesef gördük"

Açıklamada etkinlikteki konuşmasına yer verilen İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, hukuk ve adalet kavramlarının modern dünyada kamu kurumlarıyla vatandaş arasındaki zımni anlaşmanın temeli olduğunu belirterek, ceza hukukunun nihai amacının ceza hukukuna ihtiyacın duyulmayacağı bir toplumsal hayatın kurulması olduğunu aktardı.

Kent yaşamında hukuk ve adaletten uzaklaşmanın en yıkıcı sonuçlarının endişe ve güvensizlik hissi olduğunu kaydeden İmamoğlu, "Barınma, sağlık, eğitim, ulaşım, kültür gibi temel kentsel olanaklara erişememek hepimizi derinden etkiler." ifadesini kullandı.

Prof. Dr. Adem Sözüer de oturumlarda temel soruların, "İnsan özgür müdür? Eğer insan özgür değilse onu nasıl cezalandıracağız? Ve biraz özgürse biraz mı cezalandıracağız?" olduğunu belirterek, "Tabii ki demokratik hukuk devletlerinde insan özgür olarak kabul edilir. Fakat bugün bu ülkelerde özellikle Filistin konusunda ifade özgürlüğünün pek olmadığını maalesef gördük. Rengi, dini, ırkı veya başka farklılıkları nedeniyle kimseye düşmanlık beslememeliyiz." değerlendirmesinde bulundu.

Hangi amaçla kime karşı olursa olsun, masum sivillerin öldürülmesine karşı çıkılması gerektiğini kaydeden Sözüer, "Ama demokratik ülkelerde bir halkın neredeyse imha edilişinin konuşulmasının dahi yasaklanması da çok düşündürücüdür. Bugün bu tarihi mekanda 20 ülkeden akademisyenle ülkemizin Anayasa Mahkemesi, Yargıtayı ve barolarından katılımlarla bilimsel bir platformda düşüneceğiz, tartışacağız sorunlara çözüm arayacağız." açıklamasını yaptı.

Alexander von Humboldt Vakfı Temsilcisi Prof. Dr. Mustafa Hamdi Sayar da vakfın, üniversitede dünyanın dört bir yanından başta ceza hukuku olmak üzere çeşitli alanlardan bilim insanlarının bir araya gelmesine destek olduğunu aktararak, Humboldt Kolleg İstanbul buluşmasının reformun 19. yılında olmasının da çok anlamlı olduğunu kaydetti.